Anonim Şirketlerde Yönetim ve Temsilin Devri

       *Av. Çiğdem AKKAN                            

   6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketlerde yönetim ve temsil ayrı ayrı düzenlenmiştir. Genellikle karıştırılanın aksine, şirketin yönetimi ve temsili kavramları birbirinden farklı kavramlardır.

    Anonim şirketlerde yönetim görevi, yönetim kuruluna aittir. Tüm yönetim kurulu üyeleri yönetim görevini birlikte kullanırlar. Buna karşılık; tüm yönetim kurulu üyelerinin şirketin tüm işleri hakkında yönetim yetkisine sahip olması, hem şirket işleyişi yönünden hem de yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu yönünden birtakım sıkıntılar yaratabilmektedir. Bu nedenle, TTK m. 367 hükmünde yönetimin devri esasları düzenlenmiştir. Buna göre; yönetim kurulu üyeleri kendi aralarında işbölümü yaparak, hangi üyenin hangi konularda yetkili olduğunu belirleyebilirler. Yetki devri kısmen yapılabileceği gibi, tam bir yetki devri yapılması da mümkündür. Örneğin; iç piyasadan mal alım satımı konusunda bir üye, ithalat-ihracat konularında başka bir üye, finansman sağlanması konularında başka bir üyeye yetki devri yapılması mümkün olduğu gibi; her türlü yönetim yetkisinin yönetim kurulundan sadece bir kişiye devredilmesi de mümkündür. Şu ana kadar yönetim yetkisinin yönetim kurulu üyelerine devrinden söz etmiş olsak da bu, yönetimin üçüncü bir kişiye devredilemeyeceği anlamına gelmez. Aksine; kanun koyucu şirket yönetiminin, yönetim kurulu üyesi olmayan üçüncü bir kişiye devrine de olanak tanımıştır.

    Yönetimin kısmen veya tamamen yönetim kurulu üyelerinden birine veya bir üçüncü kişiye devredilebilmesi için mutlaka bir iç yönerge hazırlanması ve bu iç yönergede kimin hangi konularda yetkilendirildiği, kimin kime bağlı olduğu, görev tanımı gibi konuların ayrıntılı olarak düzenlenmesi gerekmektedir. En önemli konu ise, şirket esas sözleşmesinde iç yönerge ile yönetimin devrine izin veren bir maddenin bulunmasıdır. Esas sözleşmede bu husus düzenlenmemişse iç yönerge yoluyla yönetimin devredilmesi mümkün olmayıp, öncesinde esas sözleşme değişikliği yapılması zorunludur.

   Yönetimin devri özellikle yönetim kurulu üyelerinin sorumluluktan kurtulmak amacıyla tercih ettiği bir yoldur. Yönetimin devri halinde devredilen kısma ilişkin sorumluluk sadece o yetkiyi devralana ait olacak; diğer üyelerin söz konusu işlemlerden dolayı hiçbir sorumluluğu bulunmayacaktır. Bunun istisnası; yönetimin devredildiği kişinin seçiminde gösterilmesi gereken özenin gösterilmemiş olması ile genel gözetim yükümlülüğünün yerine getirilmemesidir.

   Şirketin yönetimi tamamen iç işleyişe ilişkinken şirketin temsili üçüncü kişilerle kurulacak ilişkilere yöneliktir. Kural olarak anonim şirketlerde çift imza kuralı geçerlidir. Şirket esas sözleşmesinde aksinde bir düzenleme bulunmadıkça, anonim şirketin temsilinde yönetim kurulunun iki üyesinin birlikte imza atması gerekmektedir. Ancak şirket esas sözleşmesinde yönetim kurulu üyelerinin tamamına veya bir kısmına tek başına şirketi temsil ve ilzam yetkisi verilebilir. Yönetim yetkisinde olduğu gibi temsil yetkisinde de devir mümkündür. Temsil yetkisinin devri TTK m. 370’de düzenlenmiştir. Buna göre; temsil yetkisi yönetim kurulu üyelerinden biri ya da birkaçına (murahhas üye) devredilebileceği gibi, bir üçüncü kişiye de (murahhas müdür) devredilebilir.

    Temsil yetkisinin devrinde yönetim yetkisinin devrinden farklı olan nokta şudur: Temsil yetkisi eğer bir üçüncü kişiye devrediliyorsa bunun yanında mutlaka yönetim kurulu üyelerinden birinin de imza yetkisine sahip olması gerekmektedir. Bir başka deyişle; temsil yetkisini devralan üçüncü kişi, şirketi tek başına imza ile temsil edemez, mutlaka yetkili bir yönetim kurulu üyesi ile birlikte imza atması gerekmektedir.

    Temsil yetkisinin devrinin mümkün olabilmesi için de şirket esas sözleşmesinde açıkça bu hususun düzenlenmiş olması gerekir. Sadece yönetimin devri konusunun düzenlenmiş olması, temsil yetkisinin de devredilebileceği anlamına gelmez.

   Temsil yetkisinin devri konusunda özellikle şirketle ilişkiye giren üçüncü kişilerin korunması konusunda önemli bir kural vardır. Buna göre; temsil yetkisinin çift imza ve şube işleri dışında sınırlandırılması mümkün değildir. Bir başka deyişle; temsil yetkisi verilirken yönetim kurulu üyesi A’nın sadece 1.000.000 TL.’ye kadarlık sözleşmeleri imzalayabileceği konusunda bir sınırlama yapılması halinde, bu sınırlama üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez. Yapılan bu sınırlandırmanın tescil ve ilanı konusundaki taleplerin ticaret sicil müdürlüğünce reddedilmesi gerekir. Ancak uygulamada bu tür temsil yetkisi sınırlandırmalarına ve bunların tescil ve ilan edildiğine sıklıkla rastlamaktayız. Bu tür bir sınırlama tescil ve ilan edilse dahi üçüncü kişiler yönünden geçerlilik taşımayacak; şirket yapılan işlemle bağlı olacaktır. Bu tür bir işlem, sadece yetki aşımı nedeniyle şirket ile olan iç ilişkide işlemi yapanın sorumluluğuna sebep olabilecektir.