Şirket Evlilikleri
*Av. Çiğdem AKKAN
Ülkemizdeki ekonomik gelişmeler ve ticaret hayatındaki rekabet, şirket
evliliklerinin sıklıkla tercih edilmesine sebep olmaktadır. Sermayelerini ve
güçlerini birleştirerek piyasada daha etkili rekabet etmek isteyen şirketler,
şirket evliliği olarak anılan şirket birleşmesi yolunu seçmektedir.
Türk Ticaret Kanunu
(TTK)’nda madde 136 ilâ 158 arasında şirket birleşmeleri hakkında ayrıntılı
düzenlemeler yer almaktadır. Şirket birleşmeleri iki şekilde gerçekleşebilir.
Bunlardan ilki, devralma suretiyle birleşmedir. Bu yolun seçilmesi halinde,
mevcut şirketlerden biri, bir diğer şirketi devralmakta ve böylece devralan
şirket bünyesinde bir birleşme gerçekleşmektedir. İkinci yol ise, yeni bir
şirket kurularak her iki şirketin de bu yeni şirket bünyesinde birleşmesidir.
Uygulamada genellikle birinci yol daha çok tercih edilmektedir. TTK’da her
türden şirketin birbiriyle birleşebilmesine izin verilmiş olmasına rağmen;
sermaye şirketi veya kooperatif ile bir şahıs şirketinin birleşmesi halinde,
sermaye şirketi ya da kooperatifin mutlaka devralan durumunda olması
gerekmektedir.
Şirket evliliklerinde
öncelikle birleşecek olan şirketlerin birleşme koşullarında anlaşması ve yazılı
bir birleşme anlaşması akdetmesi gerekmektedir. Birleşme anlaşmasından sonra
her iki şirketin yönetim kurulu ayrı ayrı birleşme raporu hazırlamalıdır.
Birleşme sözleşmesi, birleşme raporları ve şirketlerin son bilançoları her bir
şirketin genel kurulunca onanmalıdır. Son bilanço üzerinden altı aydan daha
uzun bir zaman geçmişse ara bilanço çıkarılması gerekmektedir. Tüm bu belgeler,
genel kurul toplantısından otuz gün önce pay sahiplerinin incelemesine açılmak
zorundadır. Genel kurullarda gerekli yeter sayı ile birleşme sözleşmesi ve
birleşme raporlarının kabul edilmesi halinde birleşme gerçekleşecektir.
Birleşmenin sonuçlarını doğurması için genel kurul kararlarının tescili ve
ilânı zorunludur, zira tescil kurucu niteliktedir.
Şirket
evliliklerindeki genel prosedür bu şekilde olmakla birlikte, birtakım nüanslara
da dikkat edilmesi gerekmektedir. Özellikle pay sahipleri yönünden ayrılma
akçesi seçeneği ya da zorunluluğu getirilmesi halinde birleşen şirketlerin
türüne göre değişen gerekli olan yeterli çoğunluk tarafından bunun kabul edilmesi
gerekmektedir. Bunun dışında, sermaye şirketleri arasında yapılacak
evliliklerde belirli koşulların bulunması halinde kanun koyucu tarafından
kolaylaştırılmış birleşme prosedürü kabul edilmiştir. Bu nedenle, kanun koyucu
tarafından getirilen gerekli koşulların bulunup bulunmadığının dikkatli bir
şekilde irdelenmesi ve kolaylaştırılmış prosedür kullanılabilecekse bu yolun
tercih edilmesi, işlemlerin daha kolay ve hızlı bir şekilde sonuçlanabilmesini
sağlayacaktır. Bir üçüncü nokta ise, devralma yoluyla gerçekleşen şirket
birleşmelerinde devralan şirket yönünden alınan sermaye arttırım kararının,
yeni şirket kurulması yoluyla gerçekleşecek birleşmelerdeyse yeni kurulacak
şirketin esas sözleşmesinin, birleşme kararıyla birlikte genel kurul
toplantılarında kabul edilmesi gerekmektedir.
Birleşmelerde
birleşmenin tescili ile birlikte, yeni şirket kurulması yoluyla birleşmelerde
birleşen her iki şirketin, devralma yoluyla birleşmelerde ise devrolunan
şirketin hukuki kişiliği sona erer. Ancak burada bir tasfiye aşamasına
girilmeyecek, tasfiyesiz infisah gerçekleşecektir. Hukuki kişiliği sona eren
şirketin tüm aktif ve pasifleri külli halefiyet yoluyla diğer şirkete
devrolmaktadır.
Önemli bir diğer
nokta, birleşen şirketlerin alacaklılarının birleşmeye engel olamayacağıdır.
Birleşme gerçekleştikten sonra birleşmeye yönelik olarak üç kez ilan yapılarak
alacaklıların davet edilmesi gerekmektedir. Alacaklılar üç ay içinde başvurarak
alacaklarına karşı teminat gösterilmesini talep edebilirler. Bir başka deyişle;
alacaklıların birleşmeye engel olma hakkı bulunmayıp sadece birleşmeden sonra
teminat talep etme hakkı mevcuttur.
Şahıs şirketleri ile
sermaye şirketlerinin birleşmesi halinde, önceden şirket borçlarından dolayı
şahsi sorumluluğu bulunan pay sahiplerinin birleşmeden sonra da bu şahsi
sorumluluklarının hallerinin, alacaklıların korunması ilkesi kapsamında devam
etmesi gerekmektedir. Ancak burada süre yönünden sınırsız bir sorumluluk söz
konusu olamaz. Şahsi sorumluluğun süresi, muaccel olan alacaklarda birleşmenin
ilânından itibaren, müeccel alacaklarda ise muacceliyet tarihinden itibaren üç
yıldır.
Sonuç itibariyle; çok
tercih edilen şirket evlilikleri süreci son derece titizlikle ve uzmanlıkla
takip edilmesi gereken ciddi bir süreçtir. Yapacağınız şirket evliklerinin bol
kazançlı olması dileğiyle….