Şirketlerde Kamu Borçları
ŞİRKETLERDE KAMU
BORÇLARINDAN SORUMLULUK VE ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL KARARI
*Av. Çiğdem AKKAN
Malum grip salgınını gayet ağır bir şekilde geçirmiş olmam nedeniyle
iki haftalık bir ara verdikten sonra yeni yazımla tekrar karşınızdayım. Bu iki
haftalık süre içinde Anayasa Mahkemesi önemli bir iptal kararına imza attı. Bu
yazımda bu iptal kararını değerlendirmeye çalışacağım.
Bilindiği üzere, kamu borçlarının yasal tahsilat süreci 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun (AATUHK)’a göre yapılmaktadır.
Şirket ortaklarının ve hissedarlarının, şirkete ait kamu borçlarından dolayı
sorumlulukları bu kanunun 35’inci ve Mükerrer 35’inci maddeleriyle
düzenlenmektedir. AATUHK m. 35’de limited şirket ortaklarının durumu özel
olarak düzenlenmiş; diğer tüm tüzel kişilere ilişkin düzenleme ise Mükerrer
35’inci madde ile hükme bağlanmıştır.
AATUHK m. 35 ile limited şirketlerde, şirketten tamamen veya kısmen
tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borçlarından dolayı
tüm pay sahipleri, hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumludurlar. Bir başka
deyişle; limited şirketlerde şirkete ait ödenmeyen kamu borçlarından dolayı
sorumluluk, sadece yöneticilere hasredilmeyerek bu borçlardan dolayı tüm
ortakların hisseleri oranında sorumluluğu kabul edilmiştir.
AATUHK m. 35 hükmünde ayrıca pay devri durumuna ilişkin olasılıklar
üzerinde de durulmuştur. Buna göre; payın devri halinde, payı devreden ve
devralan kişiler, devir öncesine ait kamu borçlarının ödenmesi konusunda
müteselsil olarak sorumludur. Ayrıca; kamu alacağının doğduğu zaman ile
ödenmesi gereken zamanda pay sahiplerinin farklı şahıslar olması halinde, söz
konusu kamu borcundan dolayı bu şahısların tamamı birlikte müteselsil olarak
sorumlu olacaklardır. Bir başka deyişle; kamu borcu doğmuş olmakla birlikte
henüz muaccel olmamışsa ve bu sırada pay sahibi payını tamamen bir başka kişiye
devretmişse; bahsi geçen kamu borcunun daha sonra muaccel olması ve ödenmemesi
halinde eski pay sahibi de yeni pay sahibi ile birlikte hisse oranında
müteselsilen sorumlu olacaktır.
Limited şirketlerdeki bu durum, anonim şirketlerde daha farklı bir
şekilde karşımıza çıkmaktadır. Öncelikle anonim şirketlerde şirkete ait kamu
borçlarından dolayı sorumluluk, AATUHK’nın Mükerrer 35’inci maddesine tâbidir.
Bu hükme göre; şirketin malvarlığından kısmen veya tamamen tahsil edilemeyen ya
da tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu borçlarından dolayı şirketin yöneticileri
şahsi malvarlıklarıyla sorumludur. Kısacası; anonim şirketlerde yönetici
olmayan pay sahiplerinin şirkete ait kamu borçlarından dolayı hiçbir
sorumluluğu bulunmamaktadır. Hükmün devamında limited şirketlerdeki duruma
benzer şekilde yapılan yasal düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nin 19 Mart 2015
tarihli 2014/144 E., 2015/29 K. sayılı kararıyla iptal edilmiştir. İptal
kararından önce; anonim şirketler ve diğer tüzel kişilerle küçüklerin ve
kısıtlıların, vakıflar ve cemaat gibi
tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin kamu borçlarından dolayı kanuni
temsilcilere yüklenen sorumluluk, kamu borcunun doğduğu andaki temsilciler ile
ödenmesi gereken zamanki temsilcilerin farklı kişiler olması halinde bu kişiler
arasında müteselsil olarak düzenlenmiş idi. Bir başka deyişle; anonim şirkete
ait kamu borcunun doğduğu ve henüz muaccel olmadığı tarihteki yöneticiler, kamu
borcunun muaccel olduğu tarihteki yöneticilerle birlikte aynı düzeyde ve tüm
malvarlığıyla sorumlu olmakta idi. Bu hükme karşı Anayasa Mahkemesi’ne iptal
başvurusunda bulunulmuş ve sonuçta mahkemece hükmün Anayasa’ya aykırı
olduğundan iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi hükmün gerekçesinde;
AATUHK’nın ilgili hükmünün 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (VUK) m. 10 hükmü ile
açıkça çelişki oluşturduğu üzerinde durulmuştur. Buna göre; VUK m. 10’daki
sorumluluk, kusura dayalı bir sorumluluk olup sorumluluğun ortaya çıkması için
vergilendirmeye dair ödevlerin ihlâl edilmesi gerekmektedir. AATUHK’nın incelenen
hükmünde ise, bir kusursuz sorumluluk hali mevcuttur. Zira kamu borcunun
doğduğu sırada yönetici olan kişi, borcun ödenmesi gereken sırada yönetici
olmasa dahi hükme göre sorumlu tutulmaktadır. Oysaki borç muaccel olduğu sırada
yönetici olmayan bir kişinin bu borcun ödenmemesinden dolayı kusuru bulunması
mümkün değildir. İşte Anayasa Mahkemesi tarafından bu kusursuz sorumluluk hali,
Anayasa’ya aykırı bulunarak oy çokluğuyla iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi
tarafından verilen bu iptal kararının isabetli olduğunu rahatlıkla
söyleyebiliriz. İptal kararının sonucu olarak, bundan sonra anonim şirketlere
ait ödenmeyen kamu borçlarından dolayı sorumlu olacak olan yöneticiler, sadece
borcun muaccel olduğu tarihteki yönetim kurulu üyeleri ile bu tarihten sonraki yönetim
kurulu üyeleri olacaktır.